Psikoterapi Merkezi
İletişim : 0505 767 58 85
Uzman Psikologlar 0533-373-81-23 Uzman Pedagoglar
danisman724@hotmail.com
ÇOCUĞA ÖZSAYGISINI KAZANDIRMANIN YOLLARI
30/10/2011 ÇOCUĞA ÖZSAYGISINI KAZANDIRMANIN YOLLARI Çocuğun genel gelişimini etkileyen en önemli faktörlerden biri, çocuğun kendine olan saygısıdır, kendine verdiği değerdir. Bu özsaygıyı kazandırabilmenizin yollarından birkaçını sayacak olursak; 1) Çocuğun kendisini sevmesinin yolu, anne-babası tarafından sevildiğini hissetmesidir. Bazı ebeveynler çocuklarına sevgilerini yeterince gösterdiklerini zannederler; fakat her sevgi mesajı çocuğa ulaşamayabilir. Anne-babalar çocuklarını ne kadar yoğun sevdiklerinin bilincinde olsalar da, çocuklar anne-babalarının aklından ne geçtiğini bilemezler, dolayısıyla sevgi mesajlarının ‘açık’ ve uygun bir dille iletilmesi gerekmektedir. 2) Onu neden sevdiğinizi söyleyin. Belli nedenlere dayandırırsanız sevgi daha sağlıklı iletilmiş olur. İyi bir şey yaptığında ya da beğendiğiniz özelliklerinden bahsederek sevginizi dile getirin. Örneğin; ‘Başkaları üzgünken onları anlayışla karşılaman hoşuma gidiyor’, ‘ Yaratıcı tarafına bayılıyorum’, ‘Odanı düzenli tutmanı seviyorum’ gibi sözler. 3) Çocuğunuz, sizin sevginizin birtakım şartlara bağlı olduğunu düşünmemelidir. Onu şartsız sevdiğinizi hissetmelidir. Çoğu çocuk, gerçekten öyle olmadığı halde, eğer ders notları yüksekse, odası topluysa vb. sebeplerle onları seveceğinizi, eğer bu şartları karşılayamazlarsa sevginizin azalacağını düşünür. Bu yüzden eve ne kadar geç gelirseniz gelin, ne kadar yorgun olursanız olun, çocuğunuzu her koşulda sevdiğinizi belirtin. 4) Güçlü oldukları konularda size yardım etmelerine fırsat tanıyın. Başkalarına yardım etme duygusu oldukça tatmin edicidir, kendimizi değerli hissetmemizi sağlar. Örneğin yaratıcı gücü ağır basan bir çocuğun, sofrayı kurması ya da odasını dekore etmesine fırsat tanımak gerekir. Ya da başka bir çocuğun dolabınızı yeniden düzenlemesine, mutfakta çorbayı karıştırmasına izin vermek gerekir. 5) Çocuğun bir etkinliği tek başına yapmasına izin vermek gerekir. Yardım etmeden ya da herhangi bir öneride bulunmadan önce bu yardıma gerçekten ihtiyacı olup olmadığını, benlik saygısı kazanabilmesi için onu sorunuyla baş başa bırakmanın daha iyi olup olmadığını düşünmek gerekir. Çocuk bir sorununu dile getirirken, onun duygularını, endişesini, ikilemlerini sadece dinleyerek de anlayış göstermeniz mümkün. Onu gereğinden önce teselli etmeniz, ‘Üzülme, yarın bunlar geçecek’ ya da gereksiz önerilerde bulunmak ‘Yerinde olsam..’ gibi cümleler çocuğa hatalı olduğu mesajını verecektir. Onu sadece dinlemek, sarılmak daha fazla rahatlatacaktır. 6) Özellikle çalışan annelerin çocuklarına ayırabildikleri zaman oldukça kısıtlıdır. Ancak zaman ne kadar kısıtlı olursa olsun, çocuğun kendini değerli hissedebilmesi için bu kısıtlı zamanı iyi değerlendirmek gerekir. Örneğin, bu süre zarfında neler yapılacağı kararını çocuğunuza bırakın, kendi ilgi duyduğu/hoşlandığı etkinliklere zaman ayırın. Genelde bu zamanlar için çocuklara seçme kararı verildiğinde, anne-babaları için oldukça basit ve ekonomik çözümler sunarlar. 7) İki ya da daha fazla sayıda çocuğunuz varsa ilginizi, vaktinizi eşit dağıtmak zorunda olmadığınızı bilmenizde fayda var. Her çocuğun ihtiyacı kadar ilgi göstermek daha sağlıklıdır. Kimi çocuk daha az ilgiyle tatmin olabilir. 8) Haksızlıkla karşılaştığında onun tarafını tutun ve onu koruyun. Çocuklara psikolojik anlamda destek olunursa, duygusal olarak aldıkları her yarayı tedavi edebilirler. Bunun için, anne-babaların çocuklarına; - kendisine yapılan davranışın haksızlık olduğunu kabul etmeleri - durumun kendi hataları yüzünden olmadığını söylemeleri - duygularını kabullenmesi ve bunları ifade etmesine yardımcı olmaları gerekmektedir. Ayrıca kendisini koruyacak yaşa gelene kadar, her zaman desteğinizi istemeye hakkı olduğunu da söylemelisiniz. Çünkü böyle bir hakları olduğu söylenmezse, uğrayacakları her istismarı bir sır olarak saklayacaklardır. KAYNAKÇA: Lindenfield, G. (2004). Kendine Güvenen Çocuk Yetiştirme. Ankara: HYB Yayıncılık |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BEBEK VE MÜZİK - 24/12/2011 |
BEBEK VE MÜZİK |
KADIN VE ERKEK BEYNİ ARASINDAKİ FARKLAR - 08/12/2011 |
KADIN VE ERKEK BEYNİ ARASINDAKİ FARKLAR |
DOĞUM SONRASI DEPRESYON - 20/11/2011 |
DOĞUM SONRASI DEPRESYON |
ÖĞRENCİLERLE İYİ İLETİŞİMİN YOLLARI (ÖĞRETMENLER İÇİN) - 12/11/2011 |
ÖĞRENCİLERLE İYİ İLETİŞİMİN YOLLARI (ÖĞRETMENLER İÇİN) |
YANLIŞ YATAK ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ BOZABİLİR - 11/11/2011 |
YANLIŞ YATAK ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ BOZABİLİR |
ÇOCUĞA EVDE GÜVEN KAZANDIRMA YOLLARI - 23/10/2011 |
ÇOCUĞA EVDE GÜVEN KAZANDIRMA YOLLARI |
EVCİL HAYVANLAR&ÇOCUKLAR - 16/10/2011 |
EVCİL HAYVANLAR&ÇOCUKLAR |
ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARI - 11/10/2011 |
ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARI |
DAVRANIM BOZUKLUĞU - 02/10/2011 |
DAVRANIM BOZUKLUĞU |
Devamı |