Psikoterapi Merkezi
İletişim : 0505 767 58 85
YAŞAM KOÇU ÖĞRENCİ KOÇU SİNAN SEYFİ YETKİNER
seyfi_yetkiner@hotmail.com
DSM IV'Ee göre ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ KOÇLUĞU
25/03/2016 DSM’YE GÖRE ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ, OKUMA-YAZMA VE MATEMATİK Özel öğrenme güçlüğü; bireyin bilgi kazanırken güçlük yaşamasıyla ortaya çıkan sorunların geneline diyebiliriz. Bunlar; zihinsel özürler, gelişim bozuklukları, duygusal özürler, kronik hastalıklar, nörolojik rahatsızlıklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite… Çevreden kaynaklanan etkiler; - Aile içi çatışmalar - Hatalı anne-baba tutumu - Yaşam olayları (okul değişimi, kardeş doğumu) - Sosyo-kültürel yetersizlikler - Ekonomik dezavantaj - Travma sonrası stres bozukluğu - Okul-öğretmen sorunları - Eğitim programlarından doğan güçlüklerdir. Öğrenme güçlüğü Chirk’e göre; konuşma, dil, okuma-yazma, imla ve aritmetik alanlarından birinin veya birden fazlasının gelişiminde gerilik, gecikme veya bozukluk olmasıdır. DSM IV’te öğrenme bozukluklarının çocuğun okuma, matematik ya da yazılı anlatım testlerindeki başarısının zekâsından v sınıf düzeyinden düşük olmasıdır. Bununla birlikte diğer özellikler şu şekilde belirlenmiştir. - Düşük benlik saygısı - Sosyal becerilerde eksiklik - %40 oranında okulu terk - Yetişkinlikte işsizlik ve uyum güçlükleri - Konuşma gelişiminde gecikme - Gelişimsel koordinasyon bozukluğu - Bilişsel süreçlerde ( görsel algı, dil, dikkat, hafıza) bozukları - Genetik yatkınlık, gebelikte travma A.B.D. Öğrenme Bozukluğu Komitesine göre (NJCLD) öğrenme bozukluğu, genel bir terimdir ve dinleme, konuşma, okuma- yazma, akıl yürütme ile matematik becerilerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk grubudur. Bu tanım öğrenme bozukluğu için kullanılan en yaygın tanımdır. (Korkmazlar,2003) Öğrenme bozuklarının bir çeşidi olan disleksi gözler yardımıyla alınan imgeleri anlamlı bir lisana çevirmede beyinde ortaya çıkan bir yetenek noksanlığıdır.(Mayo Clinic,1994) Tarihimize yön veren birçok ünlü isim; Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Auguste Rodin, Picasso, bilim adamları Edison, Einstein, sinema yönetmeni Steven Spielberg, Walt Disney, masal yazarı Andersen, ABD başkanları Roosevelt, Wilson ve Kennedy, İngiltere Başbakanı Churchill, İkinci Dünya Savaşı’nın ünlü komutanı General Patton, Prens Charles, yazar Agatha Christie, ünlü beyin cerrahı Harvey Cushing, sinema sanatçısı Tom Cruise, Robin Williams, şarkıcı Cher, Carl Lewis, Mozart gibi isimlerde de öğrenme güçlüğü görülmüştür. 1925’te ABD’de Dr. Samuel Orton ve arkadaşları sorunun görsel algı ve görsel hafıza alanındaki fonksiyon bozukluğuna bağlı olduğunu ve bunun gelişme gecikmesinden kaynaklandığını ileri sürmüşler ve bu duruma “ayna hali “ anlamına gelen “strephosymbolia” adını vermişlerdir. Araştırmalar hep devam etmiş ve 1930-40’larda yapılan araştırmalarda öğrenme güçlüklerinin beyin hasarından kaynaklandığı ve nörolojik bir bozukluk olduğu ileri sürülmüştür. Beyindeki hasarın hafif olduğu varsayılıp “minimal beyin hasarı” tanısı kullanılmaya başlanmıştır. Sonraki çalışmalarda beyin hasarı kanıtlanamadığından, öğrenme güçlüğünün MSS’nin fonksiyon bozukluğuna bağlı olabileceği düşünülmüş “ minimal beyin disfonksiyonu-MBD” terimi ortaya atılmıştır. Bu terim, nörolojik temele dayalı öğrenme sorunlarını, hiperaktiviteyi, dikkatsizliği, impulsiviteyi ve duygusal problemleri olan çocukları tanımlamak için uzun süre kullanılmıştır. 1970’den sonra öğrenme güçlüğünü inceleyen bilim adamları yeni terimler, tanılar ve kavramlar ortaya çıkarmıştır. Okuma Bozukluğu için disleksi; yazı bozukluğu için disgrafi, aritmetik bozukluk için discalculi gibi. Günümüzde de bu terimler halen kullanılmaktadır. Gallakher ve Chirk’in sınıflandırmasına göre; 1-Gelişimsel Öğrenme Bozuklukları: Çocuğun akademik anlamdaki başarısı için önceden kazanılmış olmasına gereksinim duyulan dikkat, hafıza, algı, motor, dil ve düşünme becerilerindeki bozukluklar. 2- Akademik Öğrenme Bozukluğu: Okuma, yazma, aritmetik, harfleme ve yazılı anlatım gibi okulda kazanılan becerilerdeki sorunları içerir. Akademik güçlükler sıklıkla gelişimsel bozukluklardan kaynaklanır. BAKER ve Arkadaşları 1-) L(Language)-Tip Disleksi: Sol hemisfer fonksiyon bozukluğuna bağlı okuma güçlükleri bu grupta yer alır. 2-) P (Perceptive)-Tip disleksi: Sağ hemisfer fonksiyon bozukluğuna bağlı görsel algı kusurları olan çocuklardaki okuma sorunları bu tipe girer. ÖZEL ÖĞRENME BOZUKLUĞUNUN DİĞER ADLARIOkuma güçlüğü, okuma geriliği, primer okuma geriliği, legasteni, disleki, gelişimsel okuma geriliği, öğrenme güçlükleri, akademik beceri bozukluğu, algı bozukluğu, özel öğrenme bozukluğu, dikkat bozukluğu olarak da adlandırılmaktadır. Okuma bozukluğu = Disleksi, legasteni Yazı bozukluğu = Disgrafi Matematik bozukluğu = Discalculi, aritmasteni, EPİDEMİYOLOJİ Öğrenme bozukluğunun tanımı ve sınıflandırılmasındaki tartışmalar ile her vaka’nın çok farklı özellikler göstermesi metodolojik güçlükler doğurduğundan araştırılması oldukça zor bir konudur. Öğrenme bozukluklarının ABD’de okul çağına gelen çocukların % 5-20’sinde vuku bulduğu düşünülmektedir. Ancak problemin boyutunu belirleme hususunda geniş ölçekli bir çalışma yapılmamıştır.(Mayo Clinic,1994) Disleksinin görülme sıklığı % 8-10 arasında olduğu kabul ediliyor. Gelişimsel okuma bozukluğu olarak da tanımlanan disleksiye erkek çocuklarda kızlara oranla dört kat daha fazla rastlanıyor. (Saygın,2003) Okul çağı çocuklarının %2 ile %10 arasında değişen oranlarda öğrenme yetersizliğine sahip olduğu,%60-80 oranında da daha çok erkeklerde rastlanmıştır. Lerner’in (1993) Amerikan Eğitim Dairesi’nden aldığı bilgiye göre de öğrenme yetersizliği olanların % 72’si erkeklerden,%28’i ise kızlardan oluşmaktadır.(Akt: Şenel Günayer,1998) ETİYOLOJİÖğrenme Bozukluğunun nedeni henüz aydınlığa kavuşamamıştır. Bununla beraber yapılan çok sayıda araştırmanın buluştuğu bazı etiyolojik etmenler vardır: 1-) Beyin Hasarı: Hamilelik, doğum ya da doğum sonrası ilk aylarda bazı risk faktörleri MSS’yi olumsuz etkilediği bildirilmektedir. 2-)Genetik-Kalıtımsal Etmen: Bazı araştırmacılar öğrenme bozukluğu olan çocuk ve gençlerin % 25-60’ında sorunu genetik olduğunu bildirmişlerdir. 3-) Nörolojik Fonksiyonlarda Bozukluk: Bazı araştırmacılar öğrenme bozukluğunun birden çok alandaki işlevsel bozukluğa bağlı olduğunu ileri sürmekte ve öğrenme sürecini açıklamak için dört aşama ortaya koymaktadır. a-) Input ( Giriş ) Aşaması: Gelen bilgilerin, uyarıların duyu organlarından beyne girmesi, algılanmasıdır. Bu aşamadaki bozukluklar görsel, işitsel, mekânsal, dokunsal algı bozukluklarına yol açabilir. b-) Entegrasyon ( İşlem ) Aşaması: Gelen bilginin kaydedilmesi, organize edilmesi, anlaşılması ve işleme konup yorumlanmasıdır. c-)Bellek(Depolama) Aşaması: Bu aşamada, anlaşılan bilgi tekrar kullanılmak üzere depolanır. d-)Output (Çıkış) Aşaması: Beynin bilgiyi mesaj olarak hücrelere, kaslara, dil ya da motor etkinlik alanlarına göndermesi sürecidir. ÖĞRENME BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ Okul Öncesi Dönem: Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Ancak bu dönemde tanı koyulması güçtür. 1-) Dil gelişimindeki gecikmeler ve konuşma bozukluğu: Konuşmayı öğrenmede, kelimeleri doğru telaffuz etmede güçlük. 2-) Zayıf kavram gelişimi: Büyük-küçük, ince-kalın, alt-üst, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları öğrenememe, karıştırma. 3-)Yetersiz motor gelişim: Öz bakım becerilerini öğrenmede güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, beceriksizlik, sakarlık, çizim ya da kopyalamaya karşı isteksizlik. 4-) Bellek ve dikkat problemleri: Sayıları, alfabeyi, haftanın günlerini öğrenmede güçlük. İlkokul Dönemi: 1-) Akademik başarı: Bu çocuklar birçok alanda zeki görünmelerine rağmen akademik açıdan başarısızlık yaşarlar. 2-) Okuma becerisi (Disleksi):Disleksisi olan çocuklar 1.sınıfta okumayı yaşıtlarına göre daha zor ve geç öğrenirler. 3-) Yazma becerisi:1.sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanır ve gecikirler. Bazı harf, sayı ve sözcükleri ters yazar ya da karıştırırlar (soba-sopa, b-d,m-n,2-5,ğ-g).yaşıtlarına göre el yazısı okunaksız ve çirkindir ve sınıf düzeyine göre daha yavaş yazarlar, yazım ve noktalama hatası yaparlar. 4-) Aritmetik beceriler: Aritmetikte sayı kavramını anlamakta güçlük çekerler. Bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanırlar ve karıştırırlar. 5-) Çalışma alışkanlıkları: Ev ödevlerini yaparken yavaş ve verimsizdirler. Ödevlerini yaparken hep birilerinin yardımına ihtiyaç duyarlar. 6-) Organize olma becerileri: Yazarken sayfayı düzgün kullanamaz, yırtar. Fazla satır aralıkları bırakır. Sayfanın bir kısmını gereksiz yere boş bırakır. 7-)Oryantasyon-Yönelim becerileri: Alt-üst, ön-arka, sağ-sol gibi kavramları karıştırırlar. Yönlerini bulmakta zorlanırlar. 8-) Sıraya koyma becerisi: Okuduğu bir öyküyü anlatırken nereden başlayacağını bilemez. Sayıları ve harfleri sıraya koymakta güçlük çekerler. 9-) Sözel ifade becerileri: Bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemezler.(r,ş,j) esprileri anlamakta zorluk çekerler. 10-) Motor beceriler: Sakardırlar, sık sık düşer, yaralanırlar. İp atlama, top yakalama gibi işlerde yaşıtlarına oranla daha beceriksizdirler. Sonuç olarak DSM IV’TE göre özel öğrenme, okuma-yazma ve matematik alanlarındaki güçlüklerin neden olduğunu anlamış olduk. Çocuklarımızı daha iyi anlayabilmemiz için aşağıdaki önerileri göz ardı etmeyelim. Her çocuk özeldir! Bozukluğun nedenleri araştırılmalı: Başarısızlığından dolayı çocuk suçlanmamalı, yargılanmamalı. Sorunun beyindeki yapısal, işlevsel bir farklılıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır. - Özel öğrenme güçlüğü özel bir uzmanlık gerektirir. Bu yardım öğretmenlerden beklenmemelidir. Gerekli tıbbi ve psikolojik ölçümler yapılmalı, psikoeğitim ve psikiyatrik destek sağlanmalıdır. - Çocuğun öğretmeniyle ve ailesiyle ortak bir çalışma programı geliştirilmelidir. - Çocuğun tüm özelliklerinin, kapasitesinin ve sınırlılıklarının bilinmesi ve çocuğun olduğu gibi kabul edilmesi gerekir. - Eğitsel tedavi yavaş ilerleyen, uzun zaman sonra ( En az 6 ay-1 yıl) sonuç veren bir tedavidir. Bu nedenle sabırlı ve olumlu bir tutum içinde olunmalıdır. - Çocuğa karşı güdüleyici ve teşvik edici olunmalıdır. Çocuk yüreklendirilmeli, ona kendini bulması ve kendine güvenebilmesi için desteğin hissettirilmesi gerekir. - Dikkati çabuk dağıldığından çalışmalar kısa tutulmalıdır. PROFESYONEL KOÇ, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 seyfi_yetkiner@hotmail.com
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU - 13/05/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
STRES YÖNETİMİ - 01/05/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com seyfi_yetkiner@hotmail.com |
YAŞAM KOÇLUĞU VE PSİKOLOGLUK - 25/04/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
Çocuklarda Dil Gelişimi, Konuşma ve Dil Bozuklarının Nedeni - 23/04/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
DİKKAT EKSİKLİĞİ İLE EV EGZERSİZLERİ KOÇLUĞU - 16/04/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
HOW TO BECOME A CONFIDENT SPEAKER? - 15/04/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
ÇOCUKTA ÖFKE; NASIL KONTROL ALTINA ALABİLİRİZ? - 08/04/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 sinanseyfiyetkiner@gmail.com |
KISKANÇLIK KOÇLUĞU - 27/03/2016 |
PROFESYONEL YAŞAM KOÇU, ÖĞRENCİ KOÇU ve EĞİTİM DANIŞMANI SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 seyfi_yetkiner@hotmail.com |
ÖDEV KAOSU KOÇLUĞU - 20/03/2016 |
ÖĞRENCİ KOÇU ve PROFESYONEL KOÇ SİNAN SEYFİ YETKİNER 0 535 022 21 13 0533 373 8123 seyfi_yetkiner@hotmail.com |
Devamı |