Psikoterapi Merkezi
İletişim : 0505 767 58 85
Uzman Klinik Psikolog Pegadag Gülten Demirdöven
psikologgultendemirdoven@gmail.com
Otizm Nedir? Tanısı Teşhisi Nasıldır?
24/04/2016 Otizm Nedir? Tanısı Teşhisi Nasıldır? 0533 373 81 23 Uzman Klinik Psikolog Gülten Demirdöven Günümüzde her 110 çocuktan birini etkilediği bilinen ve pek çok ailenin hayatının altüst olmasına yol açan bu bozukluğun yirminci yüzyılın ortalarına kadar bir adı bile yoktu. 1943’te Dr. Leo Kanner 11 çocuk üzerinde yaptığı çalışmalar sonunda literatüre ‘Erken Çocukluk Otizmi’ terimini kazandırdı. Aynı yıllarda Hans Asperger, bugün Asperger Sendromu olarak bilinen, aynı bozukluğun daha hafif bir biçimini tanımladı. Kanner üzerinde çalıştığı 11 çocukta, sosyal ilişki kuramama, dili iletişim için kullanmama, ekolali, tekrarlayıcı davranışlar, değişiklikleri tolere edememe gibi günümüzde de tanı kriterleri içinde olan özellikler yanında, geçerliliğini yitirmiş bazı özellikler de tarif etmiştir. Otizm DSM-III tanı sınıflamasına kadar çocukluk çağı psikozları arasında yerini almıştır. Yıllar süren değerlendirmeler sonunda araştırmacılar, otizm ile çocukluk şizofrenisinin ayrı bozukluklar olduğu konusunda birleşmişlerdir ve otizm resmi bir sınıflama terimi olarak DSM-III’e girmiştir. 1994 yılında DSM-IV (Uluslararası Ruhsal Hastalıklar Tanı ve İstatistik El Kitabı) içinde Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (günümüzde Otistik Spektrum Bozuklukları terimi daha çok kullanılmaktadır) başlığı altında yerini almıştır. Bu başlık altında bazı farklarla birbirinden ayrılan ama sonuç olarak otistik belirtilerin olduğu değişik tablolar yer alır. DSM-IV-TR’ye göre, otistik bir çocuk, üç yaşından önce aşağıdaki alanların birinde veya daha fazlasında gecikme veya anormal fonksiyon gösterecektir. -Sosyal etkileşim -Sosyal iletişimde kullanılan dil -Hayali veya sembolik oyun oynama Bir çocuğa otistik bozukluk teşhisi konması için aşağıdaki listelerden en az 6 kriteri karşılaması gerekir. -Sosyal etkileşimde bozukluk (çocukta en az iki semptom gözlenmelidir) Sosyal etkileşimlerde zorluk yaşamak. Örneğin: Çocuk, göz teması, yüz ifadesi, duruş ve mimikler gibi sözlü olmayan birçok davranış sergileyecektir. Çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak yaşıtlarıyla ilişkisinin eksikliği Başarıları, ilgi alanlarını veya haz aldığı şeyleri diğerleriyle paylaşma konusunda isteksizlik Sosyal veya duygusal etkileşime katılım sağlayamamak veya cevap verememek -İletişim bozukluğu (en az bir tane) Konuşulan dilin gelişiminin gecikmesi veya dil gelişiminin olmaması ve çocuğun bunun eksikliğini hareketlerle telafi etmeye çalışmaması Konuşabilen çocuklarla konuşma başlatma veya konuşmayı devam ettirme konusunda yetersiz girişimler Tekrarlayan, kalıplaşmış veya çok öznel dil kullanımı -Hayali veya sembolik oyun oynama (en az bir tane) Çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak taklide dayalı sosyal oyunlar oynamamak veya spontane, hayali oyun oynamamak Tekrarlayan, sınırlı ve kalıplaşmış aktiviteler, davranışlar ve ilgi alanları (en az 1 tane) Sınırlandırılmış ve kalıplaşmış (örneğin, bazı şeyleri çevirmek) anormal (odaklanma ve yoğunluk olarak) ilgi alanlarıyla meşgul olmak Bir işlevi veya amacı olmayan rutinleri veya tekrarlanan hareketleri ısrarla yinelemek Nesnelerin parçalarıyla sürekli meşgul olmak Otizme Ne Sebep Olur? Otizmin nedeni henüz tam olarak tespit edilememiştir. Otizmin tek bir nedeni yoktur. Pek çok nedeni olduğu artık bilinmektedir. Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik ya da fazlalık olduğu düşünülmektedir. Bazı genetik hastalıklar otizme yol açar. Genetiğin otizmin nedenleri arasında önemli bir yeri vardır. Kardeş ve ikiz çalışmaları bunu doğrulamaktadır. Otistik bir çocuğun kardeşinde otizm görülme riski genel popülâsyona göre 50-100 kat daha fazladır. Tek yumurta ikizlerinde her ikisinin birden otistik olma oranı çift yumurta ikizlerine göre daha fazladır. Bütün bunlar genetiğin etkisini bize gösteriyor fakat sadece genetiğin tek neden olmadığı noktasına da ulaştırıyor. Sadece genetik etkili olsaydı tek yumurta ikizlerinde her iki bebeğinde her zaman otistik olması gerekirdi. Yapılan çalışmalar bir tek gen değil birden çok genin etkileşimi sonucu hastalık yapıcı etki oluştuğunu ortaya koymuştur. Klinik tablodaki davranışsal çeşitlilik çevresel faktörlerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası faktörler ile otizm arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Eldeki bulgular genetik olarak otizme yatkınlığı olan çocukların doğum sırasında sorun yaşama riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca, anne karnında geçirilen kızamıkçık virüsünün, pek çok anormalliğin yanında otizme de yol açabildiği bilinir. Şu kesin olarak bilinmektedir ki, otizm tek bir nedenle olmaz, birden çok etkenin bir araya gelmesiyle meydana gelen oldukça karmaşık bir durumdur. Otizm erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülür fakat genelde kızlarda daha ağır seyreder. Otistik bireylerin % 70’inde zekâ geriliği görülmektedir. % 30’u normal ve bu %30’luk dilimin %10’u üstün zekâya sahiptirler. Zekâ düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar otizmin ağırlık derecesi üzerinde belirleyici rol oynar. Eşlik eden hastalıklar arasında en sık rastlanılanlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu-durum bozuklukları ve epilepsidir. Her üç çocuktan biri epileptik anlamda risk taşımaktadır. 0-5 yaş arası ve ergenlik döneminde epilepsi nöbetlerinin görülme olasılığı artar. Ülkemizdeki kayıtlara göre 271.000 otistik özellikleri olan bireyin bulunduğu, bu rakamın 81.000’nin 0-14 yaş arası çocuklardan oluştuğu tahmin edilmektedir. Her 110 çocuktan biri otistik özellikler göstermektedir. Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir? Otizm tanılı bireyler aşağıdaki tipik davranışların en az yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, bu davranışlar birçok farklı sebeple ortaya çıkarak, gelişimine uygun olmayacak şekilde sergilenebilir. Göz kontağı kısıtlıdır ya da yoktur. Çevreye ilgisizdirler. Adına tepki vermezler. Aşırı hareketli ya da hareketsiz olabilirler. Bazıları fiziksel temasa (öpülme, sarılma vs.) izin vermez ya da hoşlanmazlar. Çoğunlukla insanları değil cansız varlıkları tercih ederler. Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler. İşaret etmezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini kullanarak ifade ederler. Taklit becerisi yoktur ya da sınırlıdır. Konuşma birçoğunda gelişmemiştir. Konuşma gelişse bile bunu iletişim aracı olarak kullanmazlar. Ekolaliktirler, söylenenleri papağan gibi tekrar ederler. Zamirleri ters kullanırlar. Uygun olmayan vurgulamalar, kalıp cümlelerle konuşurlar. Mekanik ve tek düze ses tonu kullanırlar. Uygunsuz gülme ve kıkırdamalar vardır. Düzen takıntıları vardır. Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz yere bağlanma…(İp, pet şişe, araba… vs) Rutinlerindeki değişikliklere tepki gösterirler. Tekrarlayan davranışları (stereotipiler) vardır. (Nesneleri çevirme, el çırpma, kanat çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, parmak ucunda yürüme…) Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar. (Arabaları dizerler, topu çevirirler…) Hayali oyun oynamazlar. Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler. Bazıları çok inatçıdır. Bazıları ses, acı, koku, ışık ve dokunuşa aşırı hassasiyet gösterebilir. Bazıları soğuk, sıcak, acıya duyarsız olabilir. Bazıları tehlikeye karşı duyarsız olabilir. Yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları kendine, çevresindekilere ve eşyalara zarar verebilir. Beklemeye ya da isteklerini ertelemeye pek tahammüllü değillerdir. Otizmin Tipik Belirtileri Otistikler aşağıdaki tipik davranışların en az yarısını gösterirler. Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, Bu davranışlar birçok farklı sebeple ve yaşlarına uygun olmayacak bir şekilde sergilenebilir. Diğer Çocuklarla ilişki kurmakta zorluk Her şeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama bağlılık, değişikliklere aşırı tepki vermek Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamak Aşırı hareketlilik ya da aşırı hareketsizlik Tehlikeye karşı duyarsızlık Göz temasının çok az ya da hiç olmaması Sürekli aynı oyunları oynamak Motor hareket gelişiminde düzensizlik. (Topa vuramaz ama küpleri üst üste koyabilir.) Acıya karşı duyarsızlık Ekolali (Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar etmek) Yanlız kalmayı tercih etmek İhtiyaçlarını belirtmekte zorlanmak. Konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak Temastan, kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak Objeleri kendi etrafında çevirmek Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı duyarsızlık Normal öğrenme metodlarına karşı duyarsızlık Objelere gereksiz yere bağlanmak Bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak Kaynak: http://www.724Psikoloji.com 7/24 Psikolojik Danışmanlık 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR? - 10/11/2018 |
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR? Yargıtay'dan #boşanmış #babaları kızdıracak #çocuk kararı! 09.11.2018 12:31 İzmir'de eşinden ayrılan ve 15 yaşındaki kızını haftada bir gören baba, #Yargıtay'ın kararıyla büyük bir şok yaşadı. |
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 - 12/11/2016 |
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 |
ANNE-BABA DAVRANIŞLARININ ÇOCUKÜZERİNDEKİ ETKİLERİ - 17/04/2016 |
7/24 Psikolojik Danışmanlık 0533 373 81 23 |